ÖZÜTOK “DEDİKODUYLA HAK SAVUNULMAZ”
Birlik Hareketi Başkan Adayı Günay Özütok Babadağ Teleferik Projesi ve sözleşme hakkında yapılan iddialara da cevap verirken, Oda Başkanı Osman Çıralı ve arkadaşları 4,5 Yıldır Babadağ’ı konuşuyorlar. Keşke bir projede hayata geçirselerdi de biz de onu konuşsaydık. Babadağ Teleferik Projesi gibi bir değeri yaratan, Odaya ve Fethiye’ye kazandıran insanları itibarsızlaştırmaya çalışıyor” diye konuştu.
Biz Fethiye’nin hakkını savunuyoruz açıklamalarına da değinen Özütok “Fethiye Güçbirliği Yönetimi teleferiğin sözleşmesine göre aykırı bir davranışta, dava açmak zorunda. Dava açmayan yöneticiler, görevi kötüye kullanma suçunun yanında, şirketi zarara uğratma suçundan mahkemeye verilir” dedi.
Birlik Hareketi Başkan Adayı Günay Özütok, katıldığı programda soruları cevapladı.
Babadağ Teleferik Projesinin izin alınması ihale edilmesi sırasında yaşananlara da açıklık getiren Özütok, iddia edildiği gibi sorunun sözleşme yanlışlığı ya da Fethiye’nin hakkını savunmama gibi suçlamaların gerçeği yansıtmadığı, seçim sürecinde anlatabilecek çalışma yapamadıkları için ortalığı karıştırmak için eski yönetimi suçlama yoluna gittiklerini örnekleriyle anlattı. Özütok, konuşmasına Babadağ’ın babaya ihtiyacının olmadığını belirterek başladı. Özütok “Babadağ’ın zaten kendisi baba. Adı Babadağ olan bir yerin de babaya ihtiyacı olmaz.
O dönemde birlikte görev aldığımız arkadaşlarla bir şeyler yapmak istiyoruz ama Odamızın bütçesi kısıtlı. Eleman ücretlerini TOBB’a giden paradan sonra vs faaliyet için çok az bir para kalıyordu.
Üyelerle toplantılar yapıyoruz nereye gitsek bir şeyler istiyorlar haklı olarak. Çalış’a Ölüdeniz’e gidiyoruz, kimisi bölgenin tanıtımını yapın diyor, kimisi broşürümüz yok diyor, Karaçulha’ya Seydikemer’e gidiyorum tarım işletmelerinin beklentileri var. Buna benzer çeşitli istekleri karşılamak için arayışa geçtik. Arkadaşlarla iyi niyetle bir şeyler yapmak için çalışıyoruz. Sorunlar geliyor bunu çözmek için kaynağa ihtiyaç var. Kaynak yok. Kaynak arayışı içine geçtik. Babadağ’ın ihaleye çıkacağını öğrendik. Olağanüstü toplantı yaparak şirket kurduk. 2 Gün sonra ihaleye girip diğer şirket çekilince pazarlık usulü aldık.
Biz 2011 yılında Odamızın gelirleri kısıtlı olduğu için, gelir elde ederek faaliyet yapma amacıyla Babadağ’ı pist gelirleri için 5 yıllığına aldık. Bizden önce Melsa vardı, ondan önce Cengiz İnşaat işletti. Sözleşmede Babadağ’a yatırım yapıldığı taktirde kiralama süresinin uzadığı şeklinde bir madde vardı. 10 Milyon liranın üzerinde yatırım yapılırsa 29 yıla uzayacağı yazıyordu. Biz o dönem oradaki yamaç paraşütü yapan arkadaşlarla toplantı yaptık. Biz Oda olarak Babadağ’ı ve dolayısıyla yamaç paraşütünü geliştirmek istediğimizi anlattık. Yamaç Paraşütünün bir değer olduğunun farkındayız dedik. Sorunlarınız nedir dedik, pistlerimiz kötü, yolumuz kötü kamyonlarla çıkmak zorundayız dediler. Hava bulutluyken Babadağ’dan uçamıyoruz. Bulut altı pisti lazım. Bulut altı pisti olursa kışın kar düştüğünde zirveye çıkamıyoruz, bulut altı pistinden uçarız dediler.
ESKİ YÖNETİM OLARAK BÖLGEYE KATKI SAĞLAMAK İÇİN BABADAĞ’I NKİRALADIK
Biz bölge ticaretini geliştirmek için çalışmak isteyen ekibiz. Bununla ilgili neler yapacağımızı düşündük. Kış turizminin geliştirilmesi için 1200 rakımdaki pist için ormandan izin aldık, Güneyege Kalkınma Ajansına proje yazdık. O dönem proje birimimiz vardı. Projemiz kabul edildi. GE-KA’dan 750 bin lira aldık, Odamız 250 bin lira verdi. Bu parayla 1200 pistini açtık, diğer pistleri düzenledik. Yukarıdan aşağıya kadar parke döşettik. Para bitti. Kalan yer için de Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü Babadağ’a davet ettik, biz bu sporun gelişmesini istiyoruz, bölge turizmi için çok önemli dedik. Yolun tamamlayamadığımız kısmını da Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’den yardım istedik. Yol ormana ait olduğu için, Başkan Osman Gürün, izin alın yapayım dedi, biz de izin aldık. Toprak yolu asfalt kaplattık. 5 Yıl içinde Babadağ’ı çok iyi bir konuma getirdik. Bir yandan da kira süremizi uzatmak, yatırım yapılabilmesi için çalışıp, ihale edilebilir hale getirdik. Bu ülkenin ticari kanunlarına göre ihale sözleşmesi hazırlandı. Sözleşmeyi hazırlayan ekipte teknik adamlar vardı, hukukçu vardı. Ben ticari kanunu bilmem, ben Oda yöneticisiyim. Uzman kişilerden de görüş alarak, buraya yatırımcı nasıl çekileceği göz önüne alınarak ihale sözleşmesi hazırlandı. Askıya çıkardık. İhaleyi ilan ettik. Yatırımcıları davet ettik. Gelin burada güzel bir proje var, yatırım yapın, siz ticari olarak kazanın Fethiye’de bir proje kazansın dedik.
Başkan doğruyu söylemiyor. Doğru bir yaklaşım değil. İhale sözleşmesi yazıldı, açık olarak yayınlandı, askıda kaldı. Yatırımcılar geldi ihaleye girdi. İhaleyi mevcut işleten şirket aldı. Bu kadar büyük bir yatırımı Fethiye’ye getirmiş olduk.
SÖZLEŞME ASKIDAYKEN YANLIŞLARI NEDEN SÖYLEMEMİŞ, BİZİ NEDEN UYARMAMIŞ
Şimdi başkan olan Osman Çıralı, o zaman meclis başkanıydı. Sözleşme askıya çıktığı zaman incelemesi, bir yanlışlık gördüyse ki görmüş olması lazım. Odamızın avukatı var, ya da dışarıdan çağırıp incelettirir. Yanlış varsa, meclisi olağanüstü toplantıya çağırır, “Ey yönetim sözleşmede hata var, uyarıyoruz düzeltin” diyebilirdi. Demedi. Uyarsaydı, bizde uyarıyı dikkate almasaydık, şimdi biz uyardık ama dikkate almadılar, şimdi bu sorunu yaşıyoruz deyip eleştirebilirdi. 4,5 Yıldır Oda başkanısın, eleştirmekten başka bir şey yapmıyor, Oda başkanlığı şikayet etme makamı değil, sorun çözme makamıdır. Fethiye Güçbirliği Şirketinin kasasına sadece Babadağ’dan, Kırtur’dan para giriyor. Kasaya ne kadar para giriyor bilmiyoruz. Başkan çıkar bu sene bu kadar aldık, harcadığımız budur, almamız gereken budur demeli.
İhale sözleşmesi hatalı demek başka bir şey. Paramızı alamıyoruz demek başka bir şey. Biz ticaret yapan insanlarız. İş yaparken de sözleşme yaparız. Taraflardan biri sözleşmeye uygun davranmazsa sorunun çözümü için mahkemeye, hukuka gideriz.
Başkan da mahkemeye gitmiş. Sözleşmeye uyulmadığı için gitmiş, sözleşme yanlış olsa dava açamazdı. Burada üyelerin kafasını karıştırılıp, eski yönetimi itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu çok yanlış.
BAŞKAN KİM OLURSA OLSUN DAVA AÇMAK ZORUNDA
Çıralı ve arkadaşlarının “Kırtur’u mahkemeye verdik. Biz Fethiye’nin hakkını savunuyoruz” gibi açıklamaları gerçeği yansıtmıyor. Fethiye Güçbirliği Yönetimi, teleferiğin sözleşmesine aykırı bir davranışta, dava açmak zorunda. Dava açmayan yöneticiler hakkında görevi kötüye kullanma suçunun yanında, şirketi zarara uğratma suçundan mahkemeye verilir. Bu anlamda sözleşmeye göre mahkemeye vermek zorundalar. Onlar olsada vermek zorunda biz olsakta dava açmak zorundayız. Sözleşmeye uygun davranılmadığı taktirde hakkımızı almak için tabi ki dava açacağız, ancak buraya bu kadar yatırım yapan kişiyi de itibarsızlaştırmak için çalışmayacağız. Biz diplomasi dilini kullanırız.
Elimizde ihale sözleşmesi var. Yönetimde kim olursa olsun ihale sözleşmesi neyi emrediyorsa onu yapacaktır. Biz de Odamızın, üyelerimizin, Fethiye Güçbirliği Şirketinin hiçbir gelirinden vazgeçmeyiz. Ancak doğru iletişimi kurmak zorundayız. Buraya 30 Milyon Euro yatırım yapan kiracımız, sanki bizi soyuyormuş gibi, kötülük yapıyormuş gibi, Fethiye’nin malını kaçırıyormuş gibi itibarsızlaştırma yoluna gitmek yanlıştır. Orada farklı fiş gösteriyor, burada bunu yapıyor gibi yaklaşım içine girmek doğru değildir. Sıkıntının kaynağı da budur. Biz geldiğimizde sorunlarımızı diyalog içerisinde çözeceğiz. Çözülemiyorsa da hukukun yolunu tutacağız. Bunu yaparken de diplomasinin, adabın gerektirdiği gibi yapacağız.
Bedava bilet dağıtılıp oy toplamaya çalışıyorlar açıklaması FTSO Başkanına yakışmayan bir üslup, bizim üyelerimizin böyle bir şeye tenezzül edeceğine asla inanmıyorum. Üyelerimiz ticaret erbabıdır, istediği zaman ücretini verip çıkacak gücü vardır. Bir Oda başkanına da üyeleri hakkında söylediği bu tavır yakışmaz. Bu iddiaya cevap bile verilmez.
GÜÇBİRLİĞİ ŞİRKETİNİN SPOR VE EĞİTİME DESTEK İÇİN KAYNAĞI BARDIR
Sözleşme yapılırken zaten engellilere, şehit ailelerine ücretsiz olarak çıkması konusu yer alıyor. Zaten ihale sözleşmesinde 2 Milyon 500 bin lira yıllık sabit kira var, tefe tüfe oranında artıyor. Şimdi kaç lira oldu bilmiyorum. Devlete kira olarak 700 bin lira ödüyorduk. Şimdi sabit kira gelirimiz 5 milyon olduysa, devlete ödenen kiramız da 2- 2,5 milyon olmuştur. 2,5-3 Milyon lira sadece sabit gelirimiz var. Cirodan da yüzde 12,5 pay veriyor. Babadağ bizim değil. Kiraladık, kiraya verdik. Yılda sadece sabit kira gelirinden 2-3 milyon lira, cironun yüzde 12,5’inden de ciddi oranda gelir elde ediyoruz. Projeyi kazandırmak için çalışmışız. Devlete veriyoruz 1 lira, kazanıyoruz 10 lira.
Zaten Güçbirliği Şirketinin spor kulüpleri ve eğitim kurumlarına yardım edecek bütçesi de var, kaynağı da var. Biz şirketi yapacağımız projelere kaynak yaratmak, Fethiye’nin tanıtımı, eğitim kurumlarına destek gibi konular için kurduk.
OSMAN ÇIRALI BABADAĞ GİBİ BİR DEĞERİ YARATIP BIRAKANLARI İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR
Oda Başkanı Osman Çıralı 10 Ocak Gazeteciler Gününde, konuşmasında, “Bizim Odamızın bir geliri yok. Bütün gelir Babadağ’dan geliyor. Sizlerle birlikte yiyoruz. Sadece Pist Atlayış ücretinden para alamıyoruz. Onu da mahkemeye verdik, alacağımıza inanıyorum” dedi. Gerçek bu. Şimdi seçime bir ay kala üyelere gidip de, yok şunu yanlış yaptılar, yok biz Fethiye’nin hakkını savunuyoruz gibi yaklaşımlar üye üzerinde algı yaratma yaklaşımından başka bir şey değil. 4,5 yıldır bunu konuşuyor. Bir şey yapmadılar ki başka bir şey konuşsunlar. Keşke bir proje hayata geçirselerdi de biz de onu konuşabilseydik. Hala eski yönetimin hayata geçirdiği projeyi konuşuyor. Fuara oradan aldığın parayla gidiyorsun, Güçbirliği bir iş yapmıyor ama Güçbirliği Şirketinin arabasıyla geziyorsun. Binlerce saat dağıtıyorsun, üzerinde FGB yazıyor. Bütün harcamaları Güçbirliği Şirketinden yapıyorsun sonra çıkıp üyeye diyor ki buradan para alamıyoruz. Bir insaf et artık. Bu değeri yaratan insanları hala itibarsızlaştırmaya çalışıyorsun.
Bizim dönemimizde 5 müdür vardı. Ticaret Odasının iştirakinin müdürü Oda başkanıdır. Bizim dönemde Akif Bey tek başına yönetiyordu. Yalnız yönetme yönetiminden birilerini yanına al dediler. Akif Bey de benimle Burhanettin Tuna’yı çağırarak, başkan yardımcıları olarak sizleri müdürler kuruluna alayım Güçbirliğini birlikte yönetelim dedi. Bende iyi niyetle beni alma Meclis Başkanı Osman Çıralı’yı al, meclis de kendini olayın içinde hissetsin dedim. Burhanettin Tuna’ya sen de olma, bizim başkan yardımcılığı görevimiz var, Selamettin Yılmaz arkadaşımız da hevesli o olsun dedim. Kabul edildi ve müdürler kuruluna girdiler. Akif Bey yetkisini paylaştı. Akif Bey sonuç odaklı bir kişi, iş yürüsün istiyor. Süreç içinde anlaşmazlık çıkınca biz genel kurul yaparak işler yürümediği için görevden aldık. Yönetimde birlikte hareket ettiğimiz 5 arkadaşımız da müdürler kuruluna girdik. Hem Odayı hem de Güçbirliği şirketini beş arkadaş idare ettik. Babadağ teleferik Projesini beş arkadaşla birlikte ihaleye açtık.
Meclis o dönemde götürdüğümüz hiçbir şeye onay vermiyordu. Kişisel davrandılar. İşletme fakültesi binasının bitirilmesi için para aktaralım diyoruz aktarmıyorlar. Bu Fethiye’nin iyiliği geleceği için neden ret oyu verdiniz dediğimizde bazı üyeler canım öyle istiyor diyebiliyordu. Bazıları da biz bunu aktarsam bunun başarısı Akif Arıcan’a mal olur diye karşı çıkıyoruz diyorlardı. Odanın arabasına akaryakıt gideri için para aktarmadılar. Buna benzer birçok çalışmayı Güçbirliği üzerinden yapmak zorunda kaldık.
GEÇMİŞTE PROJELERİ HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ ARKADAŞLARIM TAKTİRE ŞAYAN ÇALIŞMA YAPTILAR
Geçen dönem verdikleri emek, özverili çalışma taktire şayandır. 5 arkadaş malımızla mülkümüzle risk alarak Babadağ Teleferik Projesinin altına imzamızı attık. Taktir edilmekten geçtik itibarsızlaştırılmak için çalışıyorlar. Biz ortada hiçbir şey yokken çalışıp emek verip Babadağ teleferik gibi bir projeyi hayata geçirdik. Odanın kasasına para girmesini sağladık. O paranın da Fethiye ve Fethiyeliye hizmet için harcanmasına katkı sağladık. Fethiye’nin hakkını savunmak boş konuşmayla değil iş üretmeyle olur. Öyle kuru kuruya Fethiye’nin hakkını savunuyorum demeyle olmuyor.