Likya Etkinlikleri Sona Erdi
Fethiye Belediyesi’nin düzenlediği Likya Kültür Sanat Etkinlikleri İpek Özbey ve Elfin Tataroğlu’nun ‘Medya ve Adalet’, İrfan Değirmenci ve Yaşar Aydın’ın ‘Umut da Mücadele de Devam Ediyor’ söyleşileriyle sona erdi.
Söyleşiler, imza etkinlikleri ve kitap satışları ile kitapseverleri buluşturan Likya Kültür Sanat Etkinlikleri, muhteşem iki söyleşiyle sona erdi. Fethiye Beşkaza Meydanı’nda gerçekleşen etkinliklerde pek çok gazeteci, yazar, şair, siyaset bilimci konuklar yer aldı. Yaklaşık 12 gün süren etkinlikler İpek Özbey ve Elfin Tataroğlu’nun ‘Medya ve Adalet’, İrfan Değirmenci ve Yaşar Aydın’ın ‘Umut da Mücadele de Devam Ediyor’ söyleşileriyle sona erdi.
İpek Özbey ve Elfin Tataroğlu ilgiyle izlendi
Medya ve Adalet konulu söyleşide konuşan İpek Özbey, “Medya ve adalet konusunu konuşmak bugünlerde zor çünkü adalet diye bir şey yok. Fakat 10-15 sene önce medya ve adalet konuşacaksın deselerdi farklı bir şey konuşurdum, haberin adaletini konuşurdum. Ama bugün bu tarihi bir konu olmaya başladı. Çünkü hepimiz gazeteci olarak sorunlar yaşamaya başladık fikirlerimizi ifade edememe başladık üstelik çeşitli cezalarla da karşı karşıya kaldık” dedi.Elfin Tataroğlu ise, “Böyle bir dönemde gazetecilik yapmak kadar zor bir şey yok. Çok önemli bir şey yapıyorlar çünkü medya üzerindeki baskı Türkiye tarihinin hiçbir yerinde olmadığı kadar yüksek. AKP iktidarı 20 yıldır iktidarını üç saç ayağına yasladı” ifadelerini kullandı.
İrfan Değirmenci ve Yaşar Aydın Fethiyeliler ile söyleşide buluştu
Akşam saatlerinde devam eden Likya Kitap Günleri’ne konuşmacı olarak katılan Yaşar Aydın ise, söyleşide düşüncelerini aktardı; “Bizi okumaktan sorgulamaktan itiraz etmekten uzak tutmaya çalışan bir sistemle karşı karşıyayız. Kitap fuarları olan her yer benim için önem taşıyor. Uzun süredir birbirimize durumun çok kötü olduğunu anlattık, ne yapsak bak bunu da sattılar bak üniversiteli çocuklara ne yaptılar diye 20 yılımız birbirimize yakınarak dayanışarak ama hep bir yenilgi havuzundan biraz savunmadan konuştuk. Hep savunmada kaldık. 80 milyon insan çok özel bir acı ve baskı dolu 20 yıl yaşadık. Hava döndü, değişti. Ama bu hava kendi kendine dönmedi. Bir rüzgar karşıdan karşıya geçerken yelkenleri şişirmeyi sağlamadı. Bu hava döndüyse hep birlikte yaptığımız işin sonucu. Mecliste salı günü yapılan toplantıların, televizyonlarda yapılan konuşmaların sonucunda değil. Hava döndüyse bütün sanatçıların saraya gittiği anda Tarık Akan’ın ben sarayın sanatçısı olmayacağım demesiyle döndü”
İrfan Değirmenci ise, “Referandum sürecinde de çok umutluydum hayır çıkacağını bildiğim için. Aradan beş yıla yakın zaman geçti, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘hele şu kardeşinize yetkiyi bir verin, dövizdi faizdi nasıl mücadele edileceğini göstereceğim’ demişti. Zor bir kış var önümüzde, herkes faturalarını nasıl ödeyeceğini düşünüyor. Hazinede de para bitti üstelik. O referandumda yarışın kurallarının değiştirildiği o şaibeli referandumda Türkiye’nin yönetiminin değiştiğini söylediler. Yeni Türkiye nasıl olacak diye konuşuyoruz. Tek kişinin karar verdiği yerde daha hızlı verimli kararlar alınır dünya bize imrenir dediler inananlar da oldu. Öyle olmadığını çok acı tecrübelerle gördük. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye ağır bir krizin altında. Tanzim satış marketlerini çözüm diye sunuyorlar. Haberlerde bir yaz boyunca halk TV’de size sundum. Unutamadığım iki ses var, emekli vatandaş diyor ki bu yaz bir kere incir yiyebildim çocuklar şeftali istedi alamadım mahcup oldum” dedi.